geldiğini söyledi. Değirmende çocukluğuna dair bir çok anısı olduğunu belirten Dizdar, "Ailem tarımla uğraştığı için 1945 –46'larda buraya at üstünde çuvallarla buğday öğütmek için gelirdik. 7-8 saatim buralarda geçerdi. Bir kaç çuval un için saatlerce at üzerinde değirmene gelinir, bir de sıra olduğu için burada beklenirdi. Onun için bu değirmenin bende çok anısı var. Geçtiğimiz yıllarda satılacağını duyunca hem çocukluk anılarının hatırına hem de bir tarihin yok olmasını önleyip gelecek nesillere aktarmak için değirmeni satın alıp restore ederek turizmin hizmetine sundum." dedi. Bir çok kimsenin unun nasıl yapıldığını bilmediğini belirten Dizdar, "Gençlerimiz bu değirmenleri bilmez. Bir kilo un için çekilen eziyetleri hatırlamazlar. Geçmişte su gücü ile nasıl buğdayın una dönüştüğünü burada görecekler. Bir lokma ekmek için çekilen eziyeti görmüş olacaklar. Belki böylece ekmek israfını bir derece önlemiş oluruz. Hem turistik tesis olacak hem de buğdayı öğütüp un yapacağız. Un ile de ziyarete gelen yerli ve yabancı konuklarımıza yöreye ait lezzetlerimizi sunarak tanıtmayı amaçlıyoruz. Tabakhane bölgesinin alt tarafında kanyon içinde bulunan değirmen Safranbolumuzun hem doğal hem de tarihi güzelliklerini gösterecek bir gizli cennetidir.”